Etiket arşivi: Cisco

Trend Micro Deep Security 8 VCE Vblock Altyapı Platformları Sertifikası Aldı

Yeni sertifikasyon, endüstrinin ilk aracısız güvenlik platformu Trend Micro Deep Security’yi daha da öne çıkararak iş ortaklarına hazır çözüm sağlıyor.

Sanallaştırma ve bulut güvenliğinin küresel lideri Trend Micro, yaptığı açıklama ile VCE bağımsız yazılım sağlayıcıları (ISV) programının bir parçası olduğunu ve Trend Micro Deep Security’nin VCE Vblock altyapı platformu sertifikası aldığını duyurdu. Sanal makine performansını ortaya çıkaran ve endüstrinin ilk ajansız güvenlik platformu olan Trend Micro Deep Security, bu sertifikasyonla birlikle uyum ve kamu gerekliliklerini yerine getirirken, VCE’nin optimize ettiği bulut altyapısında da etkin dağılım sağlıyor. Ayrıca sertifika ile Vblock Altyapı Plaformları için Trend Micro Deep Security, hem iş ortakları hem de müşterilerin çözümlerinde dönüşüm ve inovasyonu hızlandırarak artırılmış konsolidasyon, yönetim kolaylığı, kapsamlı sanallaştırma güvenliği ve artırılmış yatırım geri dönüş sağlanmasına imkân tanıyacak.

Sanal masaüstü altyapısı (VDI), kurumsal verinin güvenliğini sağlarken erişebilirlik ve ölçeklenebilirliği artıran inovasyonları ön planda tutuyor. VCE Vblock Altyapı Platformları, bulut bilişim için önceden ayarlanabilir, hızla dağıtılabilir, yakınsanmış altyapılar sunabilmek için; Cisco, EMC ve Vmware şirketlerinden endüstri lideri teknolojileri bir araya getiriyor. Sertifikasyon, Trend Micro müşterilerine Vblock Altyapı Platformu ile çalışan etkin bir güvenlik çözümü sunulmasını sağlıyor. Artık müşteriler, Vblock platformları performansları sekteye uğramadan güvenliği Trend Micro ile garanti altına alabilecekler. Bununla birlikte müşteriler, Vblock platformlarının sağladığı yüksek konsolidasyon oranlarını, düşük yönetim yüküyle elde edebilecekler.

Sanallaştırma ve bulutla güvenlik ihtiyacı artıyor

Sertifikasyon ile ilgili düşüncelerini açıklayan Trend Micro VCE Küresel Kanallar Başkan Yardımcısı D. Martin, “Müşteriler daha kritik işlerini sanallaştırma ve bulut altyapılarına yükledikçe, güvenlik önemli ihtiyaçlardan biri oluyor. Trend Micro ve VCE’nin güçlerini birleştirmesiyle ortak müşterilerimiz ve kanaldaki iş ortaklarımıza, en fazla uyum ve güvenlik ihtiyacı duyulan yakınsanmış altyapılara uzman çözümler sunuyoruz” dedi.

VMware bulut altyapısının güvenlik ve uyumu konusunda yıllardan beri Trend Micro ile çalıştıklarını dile getiren VMware Küresel Stratejik İş Ortaklıkları Başkan Yardımcısı Parag Patel ise “Trend Micro’ya yeni platform ve iş ortakları teknolojilerini kullanmaktaki esnek ve kararlı yapısı sayesinde, müşterilerimizin buluta yolculuğunu hızlandırmaya yardımcı olan güvenlik çözümleri sunduğu için minnettarız” ifadelerini kullandı. Patel’e göre, VCE ile gerçekleştirilen ortaklık Trend Micro’nun müşterileri için maliyet avantajı ve güvenlik gözeten bulut çözümleri konusundaki dönüşüm kabiliyetini gösteriyor.

Deep Security’nin resmi sertifikasyonunun, Vblock kanal üyeleri ile gerçekleştirdikleri ortaklığın genişlemesi anlamına geldiğini dile getiren Trend Micro İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Partha Panda, “VCE ile bağımızı artırmaya devam ettiğimiz için memnunuz. Bu sertifikasyon ile Trend Micro, satış kanallarına Vblock platformuna hazır sanallaştırma ve sunucu güvenlik ürünleri sunarak kapsamlı iş ortağı ekosistemini geliştirecek. Bunun yanında yine satış kanallarına, bu yeni çözüm üzerinde kârlı ve sürdürülebilir iş geliştirebilmesi için ihtiyacı olduğu araç ve kaynakları verecek” şeklinde konuştu.

Cisco modemler Trend Micro ile korunacak

İki dev şirketten yapılan açıklamaya göre, Cisco modem alan her kullanıcı otomatik olarak Trend Micro’nun “Sosyal Medya Koruma”özelliği ile ön plana çıkan 200 lira değerindeki ürünü, 3 kullanıcılı Maximum Security’e ücretsiz sahip olacak.

Trend Micro’nun dağıtıcılığını yapan Helyum Bilişim’in Cisco ile yaptığı anlaşma sonucunda Trend Micro Titanium Maximum Security, artık tüm kanal ve zincir mağazaların raflarında Cisco Modemler ile birlikte yer alıyor.

Cisco, internette video tüketiminde patlama yaşanan ve akıllı telefon, tablet ya da oyun konsolu gibi kablosuz çalışan ürünlerin satışının giderek arttığı günümüzde, tüketicilerin evlerinde kullandıkları kablosuz ağlardan daha iyi performans, daha fazla güvenilirlik ihtiyacı ve daha fazla kullanım kolaylığı beklediklerinin farkında. Bu nedenle güvenlik çözümlerinde Trend Micro ile çalışmayı tercih eden şirket,

Cisco Linksys X serisi nedir? Marifetleri nelerdir?

Cisco, ev kullanımına yönelik hem DSL hem de kablolu genişbant bağlantılarla çalışabilen ürünleri Linksys X serisi, dizüstü bilgisayar,tablet, akıllı telefon, oyun konsolu ve internet bağlantılı televizyonlar gibi evde kullanılan tüm kablosuz cihazlarda güvenilir kablosuz erişim sunuyor.  Linksys X serisi, sabit genişbant bağlantılarıyla kablosuz erişim sağlamak ya da wireless-N teknolojisine geçmek isteyen tüketiciler için ideal bir çözüm olarak dikkat çekiyor. Böylece tüketiciler, evlerini taşırken veya servis sağlayıcılarını değiştirirken kablolu ve DSL bağlantı değişimlerinde sorun yaşamadan geçiş yapabiliyorlar.

Linksys X serisi ürünler, kullanıcıların kablosuz ev ağlarını sadece birkaç kolay adımda kurmasını sağlayan Cisco Connect yazılımıyla birlikte sunuluyor. Bu sayede tüketiciler kablosuz ağ ayarlarını bireysel tercihleri doğrultusunda özelleştirme ve kontrol etme avantajına da sahip oluyor. Cisco Connect, kolay kullanımı ve akılcı arayüzüyle, teknik destek ihtiyacını da yüzde 75 oranında ortadan kaldırmış bulunuyor.

Titanium Maximum Security nedir? Marifetleri nelerdir?

İstenmeyen e-postaların engellenmesi, gerçek zamanlı bulut güncellemeleri, ebeveyn denetimleri, veri hırsızlığını engelleme, gizli dijital dosya koruması, hassas bilgiler için geliştirilmiş güvenli silme,bilgisayar performansını optimize etme özelliği, kasmayan web güvenliği,ayrıntılı güvenlik raporları gibi rakiplerinden ayıran çok sayıda önemli özelliğe sahip.

Maximum Security, tehditleri size ulaşmadan önce proaktif bir şekilde durdurmak için bulut tabanlı teknoloji kullanıyor. Bu sayede diğer güvenlik ürünlerinin kullandığı disk alanı ve belleğin yarısından dahi azını kullanıyor.

Sosyal Ağ Güvenliği koruması ile kullanıcıların Facebook, Twitter gibi platformlarda hangi bağlantıların güvenli, hangi bağlantıların tehlikeli olduğunu otomatik olarak gösteriyor. Basit ekranları ve raporları ile sezgisel arayüzü kurmak ve kullanmak oldukça kolay.

Özelleştirilebilir ebeveyn denetimleri sayesinde Maximum Security ile çocuklara ayrıcalıklı internet koruması sağlıyor. “Hepsi bir arada güvenlik” sloganı ile ön plana çıkan ürün sadece bilgisayarları değil, cep telefon ve tabletleri de koruma özelliğine sahip geniş platform güvenlik çözüm sunuyor.

Değişen dünya algısında kurumlar ve güvenlik uzmanlarının geleceği

Sizler için RSA’den bilgiler aktarmaya devam ediyoruz. Pek çok yazımızda daha önce de belirttiğimiz gibi 2011 yılı belirli bir alanda uzmanlaşmış saldırıların yılı oldu. Bu gerçekle birlikte, kurumsal yapıların güvenliğine odaklanan pek çok lider şirketin odak noktasını geleneksel saldırılardan, yenilenen alana kaydırdığı görüldü. Dev güvenlik şirketlerinin katılımıyla San Francisco’da gerçekleşen RSA Konferansı’nda bu değişim öne çıkan konu oldu.

Teknolojinin getirdiği yenilikler insanların kurumsal dünyada çalışma sistemlerini yeniden şekillendirmeye ve değiştirmeye başladı. Tabii bu değişikliklerle birlikte yeni güvenlik zorlukları da ortaya çıkıyor.  Bu noktada kafamızda iki soru canlanıyor: Günlük hayatta kullanılan teknolojilerin iş dünyasına uyarlanması (consumerization), çalışanların işyerinde kendi cihazlarını kullanması (Bring Your Own Device-BYOD) ve bulut bilişim kurumsal güvenlik tarafına neler getiriyor? Bu zorlukları nasıl aşabiliriz?

Yeni işgücü kuşağı

Symantec Başkanı ve CEO’su Enrique Salem’in günümüz işgücünün daha önceki nesillerle çelişen farklılıklarını ele alan konuşması, günümüz şirketlerinde deneyimli olma durumunu anlatmak için güzel bir yol olabilir.

Salem, yeni nesil çalışanlar 1990’larda yani internet bombasının patlarken ya da sonrasında doğanlar olarak anlattı. Bu insanlar her cihazın web üzerinden birbirine bağlı olduğu ve yine her şeyin web üzerinden yapıldığı bir dünyada yetiştirildiler. Onlar, sosyal medya ve bulut bilişim gibi araçları kullanarak günlük işleri daha öncesine göre çok farklı şekilde yapan doğuştan “bağlantı” insanı. Onlar, herhangi bir işi, her yerde, her zaman yapabilen mobil insanlar. Ancak her gün kullandıkları bilginin hacmine kıyasla yeterince dikkat sergileyemiyorlar.

Bu yeni nesil, iş dünyasına geçtiğimiz birkaç yılda adım atmaya başladı. Bu nesil iş dünyasına girerken yanında geleneksel kurumsal yapı mimarisini kendi çalışma metodolojilerine uyacak şekilde değiştirme isteğiyle geldi.

Sınırlar bulanıklaşıyor

İnsanlar yeni teknolojileri “doğuştan dijital” düşünce yapısıyla daha fazla kucakladıkça, yavaş yavaş bu yeni teknolojileri yaşam tarzlarıyla birleştirmeye; onu yaşam tarzlarının bir parçası haline getirmeye başlıyorlar. Mobil, her zaman bağlı, her zaman bilgi alan… Bunlar günlük işlerimizi gerçekleştirmekte çok yardımcı olan unsurlar; bu kavramları her geçen gün daha fazla insan iş ortamına uyarlıyor. Son kullanıcı ürünleri kurumsal ağlara girmeye başladılar. İnsanlar bu cihazları iş yerlerine getirmeye ve network sorumlularından bu cihazların iş yerinde de kullanımı için destek istemeye başladı. Çünkü bu şekilde işlerini çok daha kolay ve hızlı şekilde yapabiliyorlar. Her geçen gün daha fazla sistem, insanların verilerine her yerden ve her zaman erişebilmeleri için bulut platformuyla bütünleşiyor.

Yeni teknolojiler ve cihazlar, insanların özel hayatlarıyla iş yaşamları arsındaki çizgileri bulanıklaştırmak için hazır durumda. RSA Başkanı Art Coviello da konuşmasında iki yaşamı ayırma sınırını çoktan geçtiğimizi ifade etti. Sonuç olarak ortaya çıkan şu ki; BT organizasyonları doğrudan kontrol edemedikleri cihazları yönetmeyi öğrenmek zorunda, güvenlik organizasyonları da doğrudan kontrol edemedikleri cihazları korumayı öğrenmek zorunda.

Özgür bırak ya da kilitle

Cisco Kıdemli Başkan Yardımcısı Christopher Young konuşmasında da son birkaç yıldır kurumsal BT organizasyonlarının çözmeye çalıştığı aynı zorluğa değindi. Yeni nesil işgücünün “nasıl iş yapılmalı”ya karşı geliştirdiği tutum ve bu anlayışı sahiplenen hızlı adımlar, şirketleri çalışanlarına istediklerini, yani geliştirilmiş mobilite ve bağlantı, verme yönünde zorluyor.

İşin olumlu yanı, insanlar her zaman her yerden yapabilmeleri dolayısıyla daha fazla çalışmaya başladı ve bu sayede üretkenliği artırılmış oldu. Çoklu bağlantı ortamlarının ürünü hızlı bilgi akışı sağlayan sistemlerle kararlar daha hızlı alınıyor, üstelik daha iyi sonuçlarla. Bütün bunlar yeni kurumsal altyapının açık yapısı sayesinde mümkün hale geliyor.

Ne yazık ki bu olumlu unsurlarla birlikte kaynakları özgürleştirmek ve onları standart işyeri ortamı sınırları dışında erişilebilir kılmak, bu yapının yeni hassasiyetler kazanmasına ve yeni saldırı tiplerine açık hale gelmesine neden oluyor. Dünün kurumsal altyapısını korumakla bugünün altyapısını korumak arasındaki fark şu ki, eskiden yapmamız gereken tek şey her şeyi kilit altında tutmaktı. Bugünün getirdiği zorluğa baktığımız zaman, bilgi teknolojilerinin sergilediği yeni eğilimleri desteklemek adına her şeyin özgür bırakılması yönünde artan bir talep görüyoruz.

Adım atmak

Art Coviello’nun konuşması bize güvenlik gerektiren günümüz çoklu bağlantı dünyasında güvenliği sağlamak adına bazı tavsiyelerde bulunuyor.

Coviello’ya göre günümüz güvenlik alanında risk yönetimi önemli bir yere sahip. Sistemlerimiz her zaman tehdit altında. Bu kaçınılmaz durumu kabul etmek, bizim tehditler karşısında mümkün olan en hızlı sürede çözüm üretmeye hazır olduğumuzu garantiliyor. Günümüz saldırganları, altyapıların açık olmasından kaynaklanan boşlukları kullanıyorlar. Risk yönetimiyle, bu açıkları kapamak ve saldırılardan hasar görmemek adına daha donanımlı olmamızı sağlıyor.

Aynı zamanda Büyük Veri da bu güvenlik boşluklarını gözetlemekte anahtar rol oynuyor. Altyapımızdaki anormallikleri hızla ve etkin şekilde tanımlamamız; aynı zamanda tehditlere karşı açıkların kapatılması için bize yardım ediyor. Büyük Veri’nin bunu yapabilmek için üç ana bileşeni mevcut; veri setleri, analitik ve işlemeye hazır bilgi. Büyük miktarda bilgiye sahip olmak ve bu veriyi toplamak bunun işe yaraması için yeterli değil. Günümüz güvenlik uygulamalarının çoğu büyük miktarda veriye sahip ama yeterli zekaya değil. Hangi verinin değerli olduğunu anlama yeteneği ve bu veriyi diğerleriyle ilişkilendirmek, güvenlik zekasının getirdiği işlemeye hazır bilgi üretmekte önemli bir adım.

Siber güvenlik analistleri kendini geliştirmeli

Son olarak günümüzde bize yönelmeye başlayan yeni nesil saldırı türleri, siber-güvenlik analistlerinin yeteneklerini çeşitlendirmesini gerektirecek. Analiz yetenekleri, büyük resme bakabilme ve hatta insanların yetenekleri günümüz karmaşık adreslemede çok önemli. Güvenlik analistleri sistemlerindeki anormal durumlara dair net olmayan ipuçlarını yakalama yeteneğine sahip olmalı ve hangi sinyalleri takip etmenin önemli olduğunu anlamalı. Her şeyi takip etmeli ve duruma büyük resim perspektifiyle bakabilmeli. Aynı zamanda çoğu saldırı organizasyonlarda teknik olmayan departmanları hedeflediği ve bunlar genelde şirketin sayılarla uğraşan bölümler oldukları için, analistler buldukları bilgileri diğer insanlara, onların da kolayca anlayabileceği bir dilde aktarabilmeli. Bu örneklerde, hızlı ve etkin iletişim, hızlı hareket etmek ve saldırıyı mümkün olan en az kayıpla çözmek için kilit noktayı oluşturuyor.

Günümüz çoklu bağlantı dünyasında risk kaçınılmaz. Sonuçta kim risk olmayan bir dünya istemez ki? Coveillo’nun da söylediği gibi; “Her zaman istediğimizi elde edemeyiz. Bununla birlikte riski yönetmek, açıkları kapamak ve kaybı önlemek için pek çok yol var… Ve eğer çabalarsak ihtiyacımız olanı alanın yolunu bulabiliriz.”