Cep telefonları bugün kişisel bilgisayarlarımızdan daha fazla kişisel bilgi içeriyor. Kaybedersek ya da ele geçirilirse, tüm önemli sosyal ağ şifrelerimiz, kişisel mesajlarımız, nerelere gittiğimiz ve elbette kontaktlarımız, yabancı ellere geçiyor. Ama bu durumu sadece kayıp ya da hırsızlık bağlamında düşünmemek gerek. Bu kadar değerli bir bilgi kaynağı yasal kurumların da ilgi odağı.
Amerika’da yaşanan bu örnek, telefonların aslında kişisel bilgilerimizi silmediğini, sadece göz önünden kaldırıp sakladığını gösteriyor.
Michigan’da bir kadının telefonuna el koyan göçmen bürosu, iPhone’dan şu bilgilere ulaşmış.
Tüm arama geçmişi, kontakt listesi, SMS ve epostalar, fotoğraf ve videolar, uygulamalar, sekiz farklı şifre, 659 lokasyon bilgisi, 277 baz istsyonu noktası, 403 WİFi ağ bağlantısı.
Bu bilgilerden bazıları anında ulaşılabilirken, bazıları sistemin içinde gömülü. Ve silindi zannettiğimiz ya da saklanmadığını düşündüğünüz veriler, kolaylıkla ulaşılabilir haldeler. Örneğin elde edilen 10149 dosyadan 378’i silindiği halde polis tarafından bulunmuş. Ve baz istasyonu ile WiFi bilgisinden, kadının gittiği bütün yerler tespit edilmiş.
Cep telefonlarının bizim hakkımızda tahmin edeceğimizin ötesinde bilgiyi başkalarına verebileceğini aklımızdan çıkarmamalı ve kimsenin görmesini istemediğimiz bilgi ve veriyi telefonlara, sonradan silsek bile, koymamalıyız.