Kategori arşivi: Çocuk ve Aile Güvenliği

İnternet Güvenliği: Çocuklarımızı kim eğitiyor?

Lynette T. Owens

Geçtiğimiz yıllarda, çocuklar için internet güvenliği hızla önem kazanan bir konu haline geldi. Artık çocukları internete girip de başı derde girmeyen bir ebeveyn ya da öğretmenle karşılaşmamaya başladım. Ayrıca son dönemde medya da bu konuda insanları bilgilendirme çalışmaları yürütüyor. Ancak bu durum bir trend halini aldığından beri internet güvenlik eğitimi ebeveynler ve okullar için yerinde sayıyor.

Pew Araştırma Merkezi’nin raporlarına göre, ABD’de bulunan gençlerin yüzde 73’ü sosyal ağ sitelerini kullanıyor ve yüzde 75’inin kendi cep telefonu bulunuyor. İnternet kullanımı hayatın bir parçası haline geldi ve bu konuları görmezden gelmek ya da çocukların internet erişimini kesmek bir çözüm değil. Kesinlikle çocuklarımızı internette nasıl güvende, sorumlu birer vatandaş olacakları konusunda eğitmemiz gerekiyor.

Ancak bunu kimin yapması gerekiyor? Ebeveynler? Okullar? Teknoloji endüstrisi? Hükümet ya da kanunlar? Bahsettiğimiz tüm bu güçler aslında çocukların internette güvende olmasını sağlamaya çalıştı. Ancak bu çabalar birbiriyle bağlı olmazken anlatılanlar da birbirini tutmadı. Eğer burada bir parça sorumluluk varsa, kimin üstlenmesi gerekir?

Burada mücadeleyi zorlaştıran etkenler bulunuyor. Zira çocuklar için internet güvenliği oldukça geniş açılardan ele alınabilecek, dağınık bir konu olduğu için tek başına bir grup tarafından derinlemesine uzman olup çocukların tüm eğitimini üstlenemeyecektir.

Bana kalırsa hiç kimse tek başına sorumlu değil. Kesinlikle kolektif bir çalışmaya gidilmesi gerekiyor. Çocukları çeşitli sebeplerle internet kullanımını öğreniyor ve farklı cihazlarla, farklı yerlerden internete erişim sağlayabiliyor. Bize düşen görev interneti güvenle kullanmalarını sağlamak.

İdeal olan nedir?

1-      Ebeveynler ya da sorumlular çocuklara internete giriş yaptıran ilk kişi olmalı. Ebeveynler teknik olarak internet kullanımının nasıl olduğunu anlatmanın yanında nasıl iyi ve güvenli birer internet kullanıcısı olunacağını da göstermelidir. Çocuklarının o yaşlarda internete nasıl ve ne zaman girdiğini düşünmeliler. Örneğin, cep telefonuyla, dizüstü bilgisayarla, arkadaşının evinde, müzik çalarından ya da oyun konsolundan internete erişilmesi mümkün. Ebeveynlerin internet güvenliği hakkında her şeyi bilerek uzman olmasına gerek yok ancak çocukların kullandığı cihazlar ve girilen sitelerin ilk aşamada bilinmesinde fayda var.

2-      Okullar internet güvenlik eğitimi vermeli. 8 ya da 9 yaşından itibaren çocuklar internet ile okullarında tanışıyor ve bir kısmının da cep telefonu bile oluyor. O yaştaki çocukların sosyal ağ site kullanımı, sanal zorbalık, müstehcen içerik gibi konularda bilgilendirilmesi gerekiyor. Çocuklar, internete nerede ve kimle girerse girsin güvende olabilmek için okul yönetmelikleri ve sınıf arkadaşlarıyla internet kullanım kurallarını öğrenmeye ihtiyaç duyar.

3-      Okullar ve ebeveynler, ebeveyn eğitimi konusunda bir araya gelmeli. Öğretmenler, çocuklara okul sırasında verilen bilgisayar eğitiminde nelerin, ne amaçla yer aldığını ebeveynlere aktarmalıdır. Öğretmenler ve ebeveynler, okul içi ya da dışında öğrenciler internet kullanım kurallarını çiğnediğinde nasıl disiplin hamleleri yapılacağı konusunda fikir birliğine varmalıdır. Disiplin işlemleri sırasında ne, ne zaman, nasıl ve kim sorularının açık ve kesin olması çok önemlidir.

4-      Okul teknoloji bölümleri çocukları güvende tutacak uygun altyapıyı sağlamalı. Saldırılara karşı kabul edilebilir bir kullanım politikası okul yönetimi tarafından belirlenmelidir. Aslında bu ancak veliler, yönetim ve BT bölümünün bir araya gelerek işbirliğine gitmesi sonucunda ortaya çıkabilir. Herkesin kişisel bilgisinin çalınma riski taşıdığı gibi okullarda barındırılan çocuk verileri de çalınma ya da kötü kullanıma maruz kalma riski altındadır.

5-      Büyük öğrenciler küçüklerine akıl hocalığı yapmalı. Okullarda öğretmenlerin eğitiminin yanı sıra öğrenciler de kendi aralarında öğrendiklerini paylaşarak kendilerini geliştirilmelidir. Öğrencilerin birbirleri üzerindeki etkileri sandığımızdan çok daha fazla.

6-      Teknoloji şirketleri en başından itibaren çocuk güvenliğini düşünmeli. Çocukların çevrimiçi güvenliği için sosyal ağlar, oyun siteleri, indirme, dinleme ve izleme yapılabilen eğlence siteleri gibi servislerle bu servislere bağlantı sağlayan bilgisayar, cep telefonu, oyun konsolu gibi cihaz üreticilerinin kimlik hırsızlığına karşı çok önemli etkisi bulunabilir. Teknoloji şirketleri kendi oto kontrolleri, baskı grupları ve hükümet düzenlemeleri nedeniyle çocukların güvenliği için yatırımda bulunuyor. Ancak bence veliler ve öğretmenlerin bu konuda bilgilerinin artması, bu şirketlerin daha en başında çocuk güvenliği konusunda önlem almasını sağlıyor.

Buradaki liste yeterince kapsamlı olmayabilir ve bireysel olarak çok daha fazla olay yaşanıyor olabilir. Buna rağmen öncelikle veliler ve öğretmenler çocukların internet güvenliği konusunda herkese sorumluluk düştüğünü fark etmeli ve daha güvenli, daha akıllı nesiller yetiştirmek için çabalamalıdır.

Orjinal makale: Internet safety: Who’s teaching our kids?

Tüketici Uyarlaması Dalgasını Yönlendirme

Yayınlayan Cesare Garlati (Sr. Director of Consumerization, Trend Micro)

Direnmek yerine, sahip olduğu iş potansiyelini açığa çıkarmak için, organizasyonlar tüketici uyarlamasını benimsemelidir. Bu stratejik bir yaklaşım, esnek ilkeler ve uygun güvenlik ve yönetim araçları gerektirir.

BT’nin Tüketici Uyarlaması bu on yılın en etkili teknoloji eğilimidir. Akıllı telefonlar, tabletler, Facebook, Twitter ve çok daha fazlasının hızla artan istilası ve etkisi ile boğuşmakta olan şirketler bunun fazlasıyla farkındadır. Bu “Kendi Cihazını Getir” (KCG) hareketi, 1970’li ve 1980’li yıllarda, IS departmanının delgili kartlar, teypler ya da o tarihlerdeki G/Ç birimini işleme alması için sırada beklemek yerine, verilerin derhal işleme alınabilmesi amacıyla, tablolar (Visicalc ya da sırasıyla Lotus 1-2-3 kullanarak) üzerinde çalışmak için çalışanların kendi Apple II ya da IBM bilgisayarlarını satın alıp getirdiği bilgisayarların ilk günlerine çok benzemektedir. Sonuçta, IS departmanın başındakiler direnmeyi bırakmak ve bilgisayar dalgasını kabul etmek zorunda kalmıştı ve hikayenin geri kalanını siz zaten biliyorsunuz.

Bu yeni KCG artışı beraberinde riskler de getirse de, çok sayıda şirket tüketici BT cihazları istilasına direnme hatasına düşmektedir. Öyleyse, Tüketici Uyarlamasını bir rekabet avantajına döndürmek için, bir şirket açısından en iyi çözümler ve uygulamalar nelerdir?

Bir: Bir planınız olsun. Tüketici Uyarlamasına yönelik stratejik bir yaklaşım belirleyin ve tüm organizasyonu kapsayacak bir plan geliştirin. BT bunu tek başına yapamaz ve yöneticileri, iş kolu sahiplerini (pazarlama, satış, İK, ürün geliştirme) olduğu kadar müşterileri, ortakları ve şirket içerisinde teknolojileri erken benimseyenleri de bu sürece dahil etmek zorunda kalacaktır. Yeni tüketici teknolojisini benimsemeyi planlarken, BT yöneticileri hangi cihazları ve uygulamaları beğendiklerini ve iş faaliyetlerinde neleri faydalı bulduklarını öğrenmek için, en yenilikçi kullanıcılar arasında anket yapmalıdır. Bu şekilde, BT departmanı BT görüşlerini tabana zorla kabul ettirmek yerine, kullanıcıların deneyimlerinden faydalanacaktır.

İki: Evet deyin – ama her şeye ya da herkese değil. Hangi cihaz ve uygulamaların kurumsal standart (BT tarafından tam desteklenen) olarak kabul edildiğini, tolere edildiğini (kullanıcı ile birlikte ortak desteklendiğini) ve karşı çıkıldığını (tamamen kullanıcı sorumluluğunda) açıkça tanımlayan bir ilkeler seti geliştirin. Buna ek olarak, BT rol, iş kolu ve konum gibi ilgili niteliklere dayalı olarak, küresel iş gücünün profilini çıkarmalıdır. Ve BT departmanı bundan sonra teknolojileri kullanıcı profilleri ile eşleştirmeli ve her bir kesişim noktası için SLA’lar tanımlamalıdır.

Üç: Doğru altyapıyı kullanın. Kurum içinde özellikle tüketici teknolojisini koruyacak ve yönetecek şekilde tasarlanmış, uygun BT araçlarını kullanın. Bazı çözümlerin belirli ürün segmentleri genelinde zaten kullanılıyor olmasına karşın, tek bir satıcının tüm platformların tüm işlevsel gereksinimlerini kapsayan tek bir çözüm sağlayamayacağını unutmayın. Satıcılar başlangıçta yan ürün segmentleri için geliştirilen çözümlerle Tüketici Uyarlaması alanına girdikçe, birçok çözüm örtüşen asıl işlevselliği sunma eğilimi göstermekte ve tüm tüketici teknolojilerinin korunması ve yönetilmesinde hayati önem taşıyan platformlar arası desteği sunmamaktadır. Bu nedenle, BT’nin farklı ürün kategorilerindeki birden fazla teklifi entegre etmesi gerekecektir: Internet içerik güvenliği için güvenlik çözümleri, mobil kötü niyetli yazılımlara karşı koruma ve mobil veri koruması, sistem yetkilendirmesi ve uygulama yönetimi için Mobil Cihaz Yönetimi araçları ve ses ve veri hizmetlerinin satın alma, destek ve maliyet kontrol için Telekom Giderleri Yönetimi sağlayıcıları.

Sonuç olarak, sahip olduğu iş potansiyelini açığa çıkarmak için, organizasyonların tüketici uyarlamasını benimsemeleri gerekmektedir. Bu stratejik bir yaklaşım, esnek ilkeler ve uygun güvenlik ve yönetim araçları gerektirir.

Bu stratejinin şirketinizde işe yaradığına şahit oldunuz mu? Hiç mi? Bana haber verin. Buraya bir yorum bırakın.

 

Çalışanların Cihazları Ne Olacak? Havayı Yumuşatmak İçin Tüketici Uyarlamasından Yararlanın!

Yayınlayan Jamie Haggett (Global Solutions Manager, Trend Micro)

Son dönemde, tüketici uyarlaması ve bunun şirket üzerinde yaratacağı etki ile ilgili çok sayıda etkinliğe, panele, müşteri toplantılarına ve yuvarlak masa tartışmalarına katıldım. Dürüst olmak gerekirse, sürekli “Bu cihazları nasıl yöneteceğiz?” ya da “Bu cihazlardaki verilerimizi nasıl koruyacağız?” soruları ile karşılaşıyorum ama “Çalışanlarımızın cihazlarını nasıl koruyacağız?” sorusu ile hiç karşılaşmıyorum.

Bu cihazları organizasyonlara tüketicilerin getirmesine karşın, organizasyonların sadece tepki verdiğini ve bu eğilimi söyledikleri kadar benimsemediklerini görüyorum. Bir organizasyonun tüketici uyarlamasını gerçekten benimseyebilmesi için, iki şeritli bir koruma yolu sağlamaları gerekir. Tüketici uyarlamasının benimsenmesi sürecindeki önemli başarı etkenlerinden biri de, çalışanların organizasyonun cihazlarının kontrolünün bir bölümünü üstlenmesi fikrini kabullenmesini sağlamaktır – her iki yönden de, koruma altında olduklarını hissetmeleri gerekir.

“İşverenimin fotoğraflarıma erişemeyeceğinden nasıl emin olabilirim?” “Patronumun cihazımdaki kişisel e-postamı okumadığından ya da verileri didiklemediğinden nasıl emin olabilirim?” “İşverenimin kişisel uygulamalarım ve fotoğraflarımla birlikte kişisel cihazımı tamamen silme gücüne sahip olması mümkün mü?”. Çalışanlar tüketici uyarlaması beyin fırtınası tartışmalarına dahil edildiğinde, sorulan sorular bunlardır.

Tüm çalışan tabanınızı sürece dahil etmek, güvenliğe yönelik en başarılı ve en çok önerilen yaklaşım olmuştur. Tüketici uyarlaması beyin fırtınası tatışmaları çalışanlarınızla aranızdaki havayı yumuşatmak ve çalışanlarınızı planlama sürecine dahil etmek ve aynı zamanda da, personeli güvenliğin önemi konusunda eğitmek için ideal bir yöntemdir. Bu sadece çalışanların önemli bir rol oynadıklarını hissetmelerini sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda, bu cihazların yönetilmesine ve korunmasına yardımcı olacak güvenlik ilkelerinin ve teknolojilerinin benimsenmesine de yardımcı olacaktır.

Bu nedenle, organizasyonunuzdaki kullanıcılara ulaşın. Göreceğiniz sıcak karşılama sizi şaşırtacaktır. Sürecin bir parçası olduklarını hissettiklerinde ortaya çıkacak olan sadakate değer biçilemez. Organizasyonunuzun bu cihazları gerçekten nasıl kullandıklarını öğrenmek, sizin açınızdan aydınlatıcı olacaktır. İnsan faktörü hala tüm eğitim programlarındaki en büyük zayıflıktır ve bu taşı tam gediğine oturtmak için iyi bir yol!

 

Ebeveynler Çocuklarına Internet Kurallarını Nasıl Anlatabilir? 2. Bölüm

Sibel Yılmaz

Önceki yazımda ilk adım olan teknoloji yardımı ile koruma konusundan bahsetmiştim.  Bugün 2. Adım olan çocuğun biilinçlendirilmesi konusundan bahsetmek istiyorum.

Teknik  sınırlamalar çocuğun farkında olmadan bilgisayara gizlice ulaşabilecek tehlikeleri engeller fakat çocuğun  kendi isteği ile yapabileceği  hataları engellemez. Örneğin çocuk hiç tanımadığı biri ile arkadaş olup onunla uygun olmayan yazışmalar yapıyorsa bunu ancak o çocuğu bilinçlendirerek engelleyebiliriz. Çocuğun kendi bilgisayarını son teknolojilerle güvenli hale getirebiliriz  ama  ya arkadaşının bilgisayarını veya okuldaki bilgisayarları?

En doğru yöntem her konuda olduğu gibi, çocuğu bu konuda da bilinçlendirerek farkındalık yaratmak olacaktır. Çocuğumuza ilk kez sokağa kendi başına çıkacağı zaman nelere dikkat etmesini anlatıyoruz; Yabancılara güvenme, sana tanımadığın biri tarafından bir yiyecek veren olursa sakın kabul etme, gibi… Aynı şekilde internet de aslında çocuğun tek başına sokağa çıkması gibi hazırlanması gereken bir ortamdır.  Öncelikle çocuğu ürkütmeden olası tehlikelerden bahsetmek ve nelere dikkat etmesi gerektiğini anlatmak gereklidir.

Ben kızımı önce karşıma alıp internet üzerinden çocukları hedefleyen yaşanmış bir – iki vaka anlattım. Bu onu korkutmak veya uzaklaştırmak için değil karşısındakinin arkadaşı olduğunu zannetse bile olası bir anormal istek karşısında bundan şüphelenmesini sağlayıp hemen bana bilgi vermesi konusunda uyarmak adına yapılmış bir hareketti.  O ana kadar kızım, karşısında yazıştığı kişinin arkadaşı olduğunu düşündüğü kişi olmayabileceğini tahmin bile edemiyordu. Ben, bir kişinin arkadaşının şifresini kırıp arkadaşıymış gibi kendisi ile yazışıp özel bilgilerini isteyebileceğini anlatınca önce şaşırdı.  Bu ona aşağıda vereceğimiz uyarıların  nedenini anlama konusunda yardımcı oldu.

Şimdi isterseniz çocuğumuzu biliçlendirme konusunda ona vereceğimiz ilk korunma uyarılarını sıralayalım:

  •   Kendiniz ile ilgili bilgileri ebeynlerinize sormadan internet üzerinden paylaşmayın. Soyadınız, telefon numaranız, nerede yaşadığınız, okulunuz, v.b.
  • Tanımadığınız kişilerle mesajlaşmayın hele hele fotoğrafınızı paylaşmayın
  • İnternet’ten arkadaş olduğunuz kişilerle gerçek hayatta tanışma planı yapmayın, gerçek hayatta o kişi internette görüldüğünden çok farklı olabilir. Tanışmak isteseniz bile mutlaka ailenizle paylaşın ve görüşmeye birlikte gidin.
  • Tanımadığınız kişilerden gelen hiç bir şeyi açmayın (eposta, dosya veya web sayfası, v.b.)
  • Aileniz dışında kimseye şifrenizi vermeyin.
  • Ailenizi parasal olarak zor durumda bırakacak hiçbir işlem yapmayın.
  • Birisi size birşey söylediğinde veya sizi rahatsız eden bir şey gönderdiğinde mutlaka ailenize haber verin. Kendi başınıza çözmeye çalışmayın, aileniz sizi yönlendirecektir.
  • Ailenizin koyduğu internetin kullanım kurallarına uyun. Bu kurallar sizin eğlenirken aynı zamanda güvende olmanızı sağlayacaktır.

Anlık Mesajlaşma (MSN gibi)

  • Mümkünse gizlilik ayarlarınızı sadece tanıdığınız kişilere izin verecek şekilde ayarlayın
  • Tanıdığınızı düşündüğünüz kişilerin bile zannettiğiniz kişi olmama ihtimalini düşünerek bilgilerinizi paylaşmayın.
  • Sizi şaşırtan bir yazışmada (bildiğinizi zannettiğiniz arkadaşınız bile olsa) mutlaka ailenize haber verin.
  • Sizi ailenizin veya öğretmenizin aleyhine kışkırtacak yazışmalarda her durumda karşıdakine şüphe ile yaklaşın ve ailenize haber verin

Sosyal Medya

  •  Gizlilik ayarlarını sadece arkadaşlarınızın göreceği şekle getirin.
  • Fotoğraflarınızı ve özel bilgilerinizi paylaşırken bu bilgilerin tanımadığınız kişilere de gidebileceğini düşünün
  • Internette hiçbir şeyin silinmiyor olacağını bilin ve bütün paylaşım ve yazışmalarınızı ona göre yapın
  • Yaptığınız faaliyetlerin okul ve iş hayatınızda sizin için iz bırakacağını düşünün.
  • Başkalarının özel bilgilerini paylaşırken aynı hassasiyeti gösterin.
  • Kendi isminizi internette tarayın ve sanal isim ikizleriniz varsa onları ve yaptıklarını takip edin.

2. Adım olan çocuğu bilinçlendirmek için önemli başlıkların çoğundan bahsetmiş olduk. Sonraki yazımda 3. adım olan ‘güven ortamı oluşturmak’ konusuna ve dikkat etmemiz diğer konulara  da değinmek istiyorum.

 

Ebeveynler Çocuklarına Dijital Yaşam Kurallarını Nasıl Anlatabilir? 1. Bölüm

Sibel Yılmaz

Nasıl ki trafik kazaları oluyor diye trafiğe çıkmamazlık edemiyorsak, Internet’te de tehlikeler olmasına rağmen faydalarından çocuğumuz men edemeyiz.  Trafik Kuralları gibi Dijital yaşamdaki kuralları da öğretmemiz gerekiyor.

Ebeveynlerin öncelikle internetteki olası tehlikeler konusunda bilinçlenmeleri  ve çocuklarını da bilinçlendirmeleri gerekmekte. Ebeveyn çocuğuna olası bir problemde rahatça paylaşabileceği bir güven ortamı oluşturursa çocuk problem yaşasa da bunu ailesi ile paylaşacak ve tehlikeli tuzaklara düşmeyecektir.

Peki Neler yapmalıyız? Yapabileceklerimizi 3 başlıkta toplayabiliriz.

1. Bazı güvenlik yazılımları ile kişinin kontrol edemeyeceği tehlikeli yazılımların bilgisayarınıza bulaşmasını önleyebilirsiniz.

2. Çocuğun Biliçlendirilmesi: Bu sınırlamalar çocuğu  kendi isteği ile yapabileceği  hataları engellemez. Örneğin çocuk hiç tanımadığı biri ile arkadaş olup onunla uygun olmayan yazışmalar yapıyorsa bunu ancak o çocuğu bilinçlendirerek yapabilirsiniz.

3. Çocuğa kötü bir deneyim yaşasa bile bunu size anlatabileceği bir güven ortamını yaratmak gerekli ki çocuk bir siber zorbalığa maruz olduğunda sizinle korkmadan bunu paylaşabilsin.

Yazımın bugünkü bölümünde teknik sınrlamalardan bahsetmek istiyorum.

  • Çocuğun kullandığı bilgisayara farkında olmadan gelebilecek zararlı yazılımlara karşı (virüsler, bilgi çalan casus yazılımlar, truva atları gibi zararlı yazılımlar)   korma sağlamak üzere bir güvenlik yazılımı yüklemek gereklidir. Bu yazılımın bilinen markaların güvenlik yazılımı olduğundan emin olun zira internet üzerinden bedava antivirus yazılımı olduğunu söyleyerek bilgisayarınıza sizin isteğiniz üzere yüklenen Tuzak antivirus yazılımları bulunmaktadır. Bunlara kanmayın. Güvenlik yazılımları çok pahalı yazılımlar değil. 50, 60 Tl  ye bu yazılımları lisanslı alabiliyorsunuz.
  • Bu güvenlik yazılımları ebeveyn kontrol içeren yazılımlarsa çocuğunuzun günde kaç saat internete gireceğini, hangi sitelerin ve hangi kelimelerin yasaklı olduğunu belirleyip filtre koyabilirsiniz.
  • Çocuğun arkadaş listesini kontrol ederek arkadaş olduğu kişileri gerçekte tanıyıp tanımadığını internet üzerinden tanıştığı kişiler olup olmadığını anlayabiliriz.

Bunları yaparsanız güvenlikle ilgili ilk adımı atmış olursunuz. Sonraki adımları da diğer yazımda anlatıyor olacağım.