Uluslararası Tüketici Elektroniği Fuarı 2011 (The 2011 International Consumer Electronics Show – CES) 6-9 Ocak tarihleri arasında Las Vegas’ta gerçekleşti. Fuarda otomobil ve vakumlu robot süpürgelerden holografik ekranlarla çevre dostu teknolojilerin avantajlarına kadar her şey sergilendi. Fuarda sayısız ünlü de sergilenenlere eşlik etti ve sağlayıcı görüntüsüyle karakterize etmeye gayret etti.
Görmek için sabırsızlandığım bir grup panelistle İnternet Güvenlik Sempozyumu’na katılmak üzere fuara ulaştım. Fuardansa karışık duygularla ayrıldım. Geleceğe kısa bir bakış atmış gibi hissettim – Yakın gelecekte holografik projeksiyonla en sevdiğiniz TV programını oturma odanızın ortasında izleme olanağınız varken kim gözlük takma zahmetine sokan 3D televizyonları almak ister ki?
Bütün kayıtlara göre bu yılın fuarı pek çok rekoru kırmış görünüyor: 30 bini ABD dışından olmak üzere 140 bin katılımcı, 2 bin 700 katılımcı şirket ve Las Vegas’ta 22 çok iyi tanınan CEO’nun 4 gün üzerinde katılımı. Bütün bu fiyaka, pazarlama ve kendinden memnuniyet fuarın her yerinde kol gezerken, bu gelişmelerin bazılarının yaşama şekillerimizi nasıl değiştireceği konusunda bana tereddüt hissettirdi. Bununla birlikte kimsenin bu gelişmelerin çocuklarımızı ne derece etkileyeceğini gerçekten önemsemediğini düşündüm.
CES’te çocuklar ve aileler için teknolojiler gösterildi demiyorum. Living in Digital Times sayesinde CES Fuarı içinde bir fuar yaratılmıştı. Aileler için tasarlanmış ücretsiz bir GPS konum paylaşımı uygulaması olan Neer ve fotoğraf makinenizden resimleri ve videoları kablosuz ve otomatik olarak bilgisayarınıza aktarmanızı sağlayan ürün Eye-Fi gibi başarılı servisler yer alıyordu. Fakat fuarın bu bölümü video oyunu, PC, televizyon, akıllı telefon, tablet, projektör ve otomobil üreticileriyle sınırlandırılmıştı. Bunların çoğu internete bağlıydı ve çok azı (PC’ler öncelikli olarak) çocukların kullanabileceği düşüncesini uyandırıyordu.
Ana üretici şirketten bir temsilci ile konuştum (Bu kişinin suçu olmadığı için ismini vermeyeceğim) ve sergiledikleri internete bağlı cihazın çocukların girmemesi gereken sitelere erişmesine engel olmak için ebeveyn kontrolü gibi temel internet güvenlik özelliklerinin olup olmadığını sordum. Milyonlarca ebeveynin bir noktada alacağı bir ürüne eklemek için bariz bir özellik gibi göründü. Yanıt? “Bu talep geldi ve inanıyorum ki gelecek dönemde yapılması planlanacaktır.” Bunun üzerine bu üreticinin rakiplerini ziyaret etmek üzere harekete geçtim ve ardı ardına hepsi aynı şeyi söylediler. “Hayır, bu özelliği sunmuyoruz, fakat bu çok iyi bir fikir.” Şaşırtıcı. Ürün planlamalarında böyle bir öngörü söz konusu olmadığını bildiğim için güvenlik bölümüne gitmedim bile.
Çocukların (sizin, başkasının ya da eğer öğretmenseniz öğrencilerinizin) erişebileceği son kullanıcı teknolojilerini erkenden alabilenler için önerim; bu teknolojilerin nerede ve ne zaman kullanılacağını düşünmeniz, çocuklara (nispeten genç olanları) bu teknolojileri kullanırken rehberlik etmeniz ve onlar (her yaş grubu için) için çevrimiçiyken neyin iyi ya da kötü olduğu konusunda nasihatte bulunmanız.
Ya da bu şirketler modern ebeveynliğin gerçekliğini anlayana kadar bu tür ürünleri almak için bekleyebilirsiniz.
Orjinal makale: CES Musings from a Mom & Internet Safety Advocate